Ankara Üniversitesine bağlı Dil Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) Ülkücüleri tarafından düzenlenen konferansa üniversiteli gençler ve öğretim üyeleri, büyük ilgi göstermiştir. Erşat Salihi’nin Kerkük’ten bağlanarak katılması, salonda çok büyük bir heyecana yol açmış, salonda, “ Kerkük Türk’tür Türk Kalacaktır “sloganları atılmıştır.
DTCF Ocak Başkanı’nın günün mana ve önemine değinen, muhtevası güzel olan konuşmasının ardından konferansını vermek üzere Hakkı Öznur kürsüye gelmiştir. Salonu dolduran DTCF gençliğinin büyük bir dikkat ve ilgiyle dinlediği Hakkı Öznur, konuşmasında, “Türkiye’nin Milli Güvenliği” ve “Beka meselesi”ni geniş bir şekilde ele almış, anlatmıştır. Öznur, geçmişten günümüze genel olarak Orta Doğu bölgesinden bahsettikten sonra Irak ve Suriye konusunda dinleyicilere tarihi bilgiler verdi. Olaylarla, belgelerle kronolojik olarak bölgenin 110 yılını anlattı. Konuşmasında mevcut sınırları, İngiliz emperyalizminin çizdiğini, Musul ve Kerkük’ün Misakımilli’ye dahil olduğunu anlattı.
Öznur’un konuşmasının tam metni:
“Ortadoğu’da asimetrik savaşlar devam ediyor. Bu savaşların arkasında, küresel emperyalizm var. Devam eden asimetrik savaşlar, ülkemizin milli güvenliğini de yakından ilgilendiriyor. Bölgemiz ateş çemberi. Suriye ve Irak’tan dolayı ülkemiz açık hedef halinde. Milli güvenliğimiz, tehdit altındadır.
Türkiye’yi de içine alan Irak ve Suriye senaryoları, Washington, Londra, Moskova ve Şam’da yapılan Orta Doğu konferanslarında ve toplantılarında ele alınmıştır. Türkiye, şiddet ve terör yoluyla bölgesel savaşın içine çekilmeye çalışılmaktadır.Türkiye küresel devlet operasyonları ve organizasyonlarıyla karşı karşıyadır.
Sığınmacılar/göçler, ülkemiz açısından artık bir numaralı güvenlik sorunu haline gelmiştir. Küresel baronlar, savaş lobileri, silah lobileri, Orta Doğu’yu Ankara’ya getirmeye çalışıyorlar. Küresel BOP’çular ve iş birlikçileri, Suriye’de devam eden iç savaştan faydalanarak, bölgede yeni değişimler peşindeler. Yaşananlar, BOP’un kan tutkusudur. Suriye’de ve Irak’ta olup bitenler, yaşananlar, sınırlarımızda cereyan eden hadiseler, bunu ortaya koymaktadır.
TÜRKİYE’NİN FAY HATLARI İLE OYNANIYOR
911 km’lik Suriye sınırı, 384 km’lik Irak sınırı, 560 km’lik İran sınırı, yol geçen hanına dönmüştür. Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde 23 Aralık 2023 tarihinde bir üs bölgemize sızmak isteyen teröristler, 12 askerimizi şehit etti.
Türkiye, Irak-Suriye hattına dikkat etmelidir. PKK meselesi, Türkiye-Irak hattında sürerken bir de şimdi PKK’nın Suriye kolu olan PYD/YPG yüzünden PKK meselesi, Türkiye-Suriye sınırına da taşındı. Amaç, bölgede Türkiye’nin kaosa sürüklenmesi. Sığınmacılar ve devam eden göçler, Türkiye’nin ve Türklerin milli güvenlik meselesidir.
Türkiye, uzun bir zamandan bu yana, birçok devletin istihbarat elemanlarının rahatça cirit atabildiği bir istihbarat çöplüğüne dönüşmüştür. Sınırlarımız yolgeçen hanı. Terörizm otobanına dönmüş durumda. Suriye’de ve Afganistan’da savaşmış terör örgütlerine mensup on binlerce militan, “sığınmacı” adı altında topraklarımızda cirit atıyor.
Sığınmacılar/göçler, Vahhabi/Selefi çeteler ve Irak’ın, Suriye’nin kuzeyinden sınırlarımızdan sızarak terör eylemleri yapan PKK terör örgütü, milli güvenliğimizi tehdit etmektedir.
KÜRESEL EMPERYALİST PROJE “BOP” İLE ORTA DOĞU’DA SINIRLAR YENİDEN ÇİZİLMEK İSTENİYOR
“Yeşil Kuşak” projesi, BOP, BİP ile devam ediyor. Afganistan’daki savaşın lojistik ve insan kaynağı açısından beslendiği yer, Pakistan’dı. Türkiye de Suriye’deki iç savaşın lojistik beslendiği yer oldu. İzlenen yanlış politikalar sonucunda Suriye’siyle, Irak’ıyla Orta Doğu, Türkiye’ye girmiştir.
Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) istikametinde Afganistan, Irak, Libya, Suriye, kan gölüne döndü. ABD, İsrail, AB bölgede iç savaş, kaos ve karışıklık istiyor. BOP ve BİP projeleri doğrultusunda mezhep savaşı kışkırtılıyor.
Büyük Ortadoğu Projesi; Amerika’nın Orta Doğu’yu yeniden şekillendirme projesi olarak da bilinir. Büyük Orta Doğu Projesi’nin amaçları kaba hatlarıyla şöyledir:
-Terör rejimi İsrail’in varlığını korumak,
-ABD ulusal çıkarlarının Orta Doğu’da korunması,
-Siyonist İsrail’in güvenliği için Irak ve Suriye Kürtlerini kapsayan İkinci İsrail’in kurulması.
Amerika, BOP projesini İşbirlikçi Kürtler üzerine kurmuştu. CIA’nın paralel kuruluşlarından Atlantik Konseyi’nin “açılım” ve “Kürt raporları” BOP teorisyenleri ve CIA’nın Orta Doğu masasında görevli istasyon şefleri tarafından hazırlanıyordu.
BOP projesi doğrultusunda ABD ve ortakları, sınırlarımızın dibinde terör koridoru oluşturmaya çalışıyorlar. Aradan geçen 102 yıl sonra BOP projesi doğrultusunda Orta Doğu’da haritalar, sınırlar, yeniden çiziliyor. Orta Doğu, şimdi de Amerika Birleşik Devletleri’nin petrol çıkarları için kanamaya devam ediyor.
İngiliz casuslar Bell’in, Lawrencelerin, yerini Amerikalı CIA mensupları, istasyon şefleri, Perleler, Henzeler , Galbraitlar, Rubinler, Barkeyler, Grucklar, Phillipsler almıştır. Modern Kürt Lawrenceleri, Barzani ailesinin dostları Peter Galbraith, David Phillips, Henri Barkey, Brett Mcgurk, Joel Rayburn, David Brownstein, vb. Irak’ın kuzeyinde yürüttükleri kirli ve karanlık faaliyetlerle Barzanilerin Orta Doğu’daki en büyük müttefikleridir.
İsrail’e ve İsrail’in temsil ettiği çizgiye bağlı olan “Neoconlar” olarak bilinen çevre, Orta Doğu’da her zaman Barzani’ye, Talabani’ye, açık destek vermişlerdir. Washington yönetimi ve Neoconlar, PKK ve onun Suriye kolu olan PYD’ye de desteklerini devam ettirmektedir
ORTA DOĞU VEKALET SAVAŞLARI İLE EĞİTİM SAHASI OLMUŞTUR
Orta Doğu’da devam eden kaos ortamı en fazla terör devleti İsrail’in işine gelmektedir. Irak’ta devam eden Şii-Sünni gerilimi, Suriye’de devam eden iç savaş ve terör devleti İsrail’i ziyadesiyle memnun etmektedir. İsrail, Mısır ve Irak’ın kuzeyi, ABD’nin arka bahçesi Irak, Suriye, Lübnan İran’ın arka bahçesi, yine Suriye Rusya’nın arka bahçesi konumunda.
NATO merkezli Gladio’nun desteklediği, geçmişte “yeşil kuşak”, şimdi ise “BOP” projesinde yer alan, radikal gruplar ve onların kiralık militanları, serbestçe ülkemizde yuvalanıyor. Sınırlarımızda etnik ve mezhep savaşları yapılıyor. Etki ajanları, nüfus casusları devletimizin içine kadar sızmıştır. NATO ile bağlantılı gruplar, topraklarımızda bürolar açıyorlar. Şii-Sünni-Selefi ayırımı üzerinden yürütülen kirli bir savaş vardır.
Irak ve Suriye, “vekâlet savaşları” için bir eğitim sahası olmuştur. Suriye’de, Esad rejim güçleriyle radikal silahlı grupların kanlı çatışmaları yaşanmaktadır. Buna açıkça “Vekâlet Savaşı” denir.
Ortadoğu’da Suriye’de “vekalet savaşı” sürdükçe Orta Doğu’da kargaşa bitmeyecektir. BOP planı zaten uzun yıllar sürecek mezhep temelli çatışmaları öngörmektedir. Küresel bir proje olan Büyük Orta Doğu projesinde Suriye’nin, Irak’ın, Lübnan’ın üçe bölünmesi ve ikinci İsrail olan ABD, İsrail ve AB çizgisinde bölgede ve bir Kürt devletinin kurulması vardır.
ABD ÖZEL KUVVETLERİ, PKK/PYD MİLİTANLARINA TANK VE ATEŞLİ SİLAHLAR EĞİTİMİ VERİYOR
PKK’nın Suriye koluPYD hakimiyetindeki bölgelere ABD ve koalisyon güçleri, uçaklarla silah ve cephane indirmeye devam ediyor. PYD’nin kontrolündeki bölgelere konuşlan ABD Özel Kuvvetleri, buradaki PYD’li teröristlere kurdukları kamplarda sabotaj, bomba yapımı gibi eğitimler veriyor. Suriye’de görevlendirilen ABD özel kuvvet askerleri sabotaj ve bomba yapımı konusunda uzman askerlerden oluşmaktadır. CIA, Mossad, YPG militanlarına terör eğitimi ve patlayıcılar konusunda eğitim vermekteler.
ABD Özel Kuvvetleri, bomba ve sabotaj eğitimini ilk olarak Irak’ın kuzeyinde CIA peşmergelerine verdi. Pentagon, Alman, İsrail istihbarat görevlileri, PKK ve PYD’ye yıllardır şehir savaşı, patlayıcılar, pusu ve yol tuzak eğitimleri vermektedir. Menbiç ve Ebu Galgal’da oluşturulan kamplarda PKK/PYD’li teröristlere ABD’li subaylar eğitim veriyor. Bir albay ve 7 askeri uzman tarafından verilen dersler ‘taktik-strateji, füze, tank ve ateşli silahlar’ başlıklarından oluşuyor.
Kandil, Afrin, Kobani, Kamışlı, Menbiç, PKK ve PYD’ye destek veren yabancı istihbarat servisleriyle dolu. Örtülü operasyon kapasitesine sahip CIA ve özel kuvvetler, Suriye ve komşu ülkelerde örtülü operasyon yürütüyor. CIA başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerin istihbarat servisleri, PKK/PYD’ye eğitim veriyor, silahlandırıyor.
PKK/PYD’ye yaptığı 12 bin tır silah ve mühimmat ile Suriye’nin kuzeyini işgal ettiren, Amerikan emperyalizmidir. PYD/YPG’yi silahlarla donatan, eğiten, yöneten ve yönlendiren ABD’nin CIA’sı ile askeri ve siyasi uzmanlarıdır. PYD/YPG, Amerikan emperyalizmi olmadan yerinden dahi kıpırdayamaz. Her yönüyle bağımlı bir örgüt olduğu bilinmektedir
Örtülü operasyon kapasitesine sahip CIA ve ABD Özel Kuvvetleri, Suriye ve komşu ülkelerde örtülü operasyon yürütüyor. CIA başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerin istihbarat servisleri, PKK/PYD’ye eğitim veriyor, silahlandırıyor.
HENDEK VE BARİKATLAR, İMRALI VE KANDİL’İN ORTAK PLANIYDI
2014 yılının 6-9 Ekim günlerinde yaşanan Kobani provokasyonlarını, yaşanan olayları terör örgütü, fırsata çevirdi. Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan hem sığınmacılar hem teröristler rahatlıkla giriş-çıkış yaptı. Binlerce araç girdi. Ne bir arama ne bir kayıt…
ABD Özel Kuvvetleri tarafından eğitilen ve Suriye iç savaşında yer alan PKK’lılar, rahatça topraklarımıza girip her türlü eylemleri yapıyorlar. Terör örgütü PKK, Irak’ta kısmen ve Suriye’de hemen tamamen mobil, mobil araçlarının büyük yüzdesi ağır silahlıdır.
Topraklarımıza sokulan EYP’ler, Kobani’de hazırlanmıştır. PKK/PYD’nin kullandığı EYP’ler, Suriye’nin kuzeyinde ABD ve koalisyon güçlerinin koruması altındaki PYD bölgelerinde üretilmiştir. 2014 sonlarından itibaren PKK/PYD, 2500 civarında militanını Kürt-Türk çatışması çıkarıp ülkemizi iç savaşa sürüklemek için sınırlarımızdan içeriye sokmuş ve Hendek terörünü çıkartmıştır. Çözüm süreci denen ihanet sürecinde Apo itini “Barış Meleği”, Zerdüşt PKK’yı “Barışsever”, teröristleri de “Çiçek Çocukları” gibi göstermeye çalışmıştır.
STRATEKİK MAŞA TERÖR ÖRGÜTÜ PKK, HENDEK VE BARİKATLARLA İSYAN ÇIKARTMAK İSTEDİ
7 Haziran 2015 seçimlerinden 1 ay sonra bölücü HDP’nin özerklik ilanlarıyla destek verdiği terörde, birçok ilçe merkezinde hendekler kazıldı, barikatlar örüldü. PKK, hendek stratejisini açılım sürecinde planladı. 2012 yılından itibaren belli şehir ve ilçelerde kazılacak hendekler planlandı. Yerleri ta o zaman tespit edildi. Yapılan çizimler ve krokiler, Kandil ve Kobani’deki şefler tarafından onaylandıktan sonra uygulanmak üzere sahneye konuldu.
22 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde PKK terör örgütü tarafından iki polisimiz, evlerinde enselerinden vurularak şehit edilmiş, ardından öz yönetim ilanı, hendekler, barikatlar karşımıza çıkmıştı.
Suriye’nin kuzeyinde ABD/NATO desteğiyle ilan ettikleri kantoncukları, ülkemizde de kurmaya heveslendiler. Terör örgütü PKK, Abdullah Öcalan tarafından çizilen “öz yönetim” modelini fiili olarak uygulamaya çalışıyordu. ABD, İsrail ve Batı taşeronu terör örgütü, 4 il ve 8 ilçede tek taraflı ‘öz yönetim (özerklik) ilan ettim’ diyor.
12 Ağustos 2015 tarihinde terör yapılanması KCK, yandaşlarına ‘Öz yönetim ilan edin’ talimatı vermiştir. Kızıl Stalinist terör örgütü KCK, kent ayaklanmaları gerçekleştirip Türkiye içinde Kobaniler oluşturmayı planlamaktaydı. HDP/PKK, özerklik ilan etme, kanton kurma peşindeydi.
Terör örgütü PKK/KCK, tonlarca bomba patlattı, NATO silahlarıyla, ağır silahlarla, (BKC-Biksi) roketatarlarla, doçkalarla güvenlik güçlerine saldırdılar. Suriye’de PYD’ye verilen silahlar, Türkiye’de sivil halka ya da polise, askere karşı kullanılmıştır. ABD’lilerin Kobani’de eğittiği teröristler, Suriye’de PYD, Türkiye’de ise PKK, YDG-H olarak terör estirmişlerdir.
Suriye’nin kuzeyindeki kentlerde çatışmış profesyonel teröristler, yerel unsurlardan oluşturulmuş olan YDG-H gruplarının başına geçirilmiştir. Kandil ve Kobani’den kent merkezlerine sızdırılan terörist gruplar, çatışmaları yönetmişlerdir. Meskun mahal savaşında deneyimli olanlar ve özellikle de keskin nişancılar, Kobani’den sonra PKK’nın belirlediği strateji çerçevesinde Türkiye’ye geçmişlerdir
PKK/PYD’nin kullandığı EYP’ler, Suriye’nin kuzeyinde ABD ve koalisyon güçlerinin koruması altındaki PYD bölgelerinde üretilmiştir. Mayınlı hainlik, Kobani’de tezgahlanmıştı. ABD Özel Kuvvetleri, tarafından eğitilen ve Suriye iç savaşında yer alan PKK’lılar, rahatça topraklarımıza girip her türlü eylemleri yapıyorlar.
Güvenlik güçlerimiz ile terör örgütü PKK militanları arasındaki çatışmalar, 2015/2016 kış aylarında iyice tırmanmıştı. Bu dönemde çatışmalar, PKK’nın gençlik yapılanmasının barikat ve hendekler vasıtasıyla hâkimiyet kurmaya çabaladığı bazı kentsel ilçelere sıçradı. PKK’nın dağ kadroları, şehirlere ve ilçelere inerek, eylemlere yön vermişlerdir. Kobani’de eğitim gören YDG-H militanları, hendek savaşlarını başlattılar. Şehir içi savaşlarını Amerikalılardan ve Almanlardan öğrendiler. PKK bölgede yandaşlarına binlerce silah dağıttı. PKK’lı hendekçiler, Kobani’den geldiler.
ABD, askerleri tarafından eğitilen Kobani’den ve Kandil’den gelen PKK’lılar, ‘keskin nişancı’ olarak kullanılmıştır. Suikast silahı kanas ve Rus yapımı, uzun namlulu, suikast silahlarını çok rahat kullanan örgüt mensupları, çatışmaları şehir merkezlerine de taşımıştır. Kazılan hendekler ve kurulan barikatlar nedeniyle bölge kan gölüne dönmüştür.
20 Temmuz 2015’te başlayan terör eylemlerinde 779 asker, 296 polis 106 korucu, güvenlik görevlisi şehit edildi. Terör saldırılarında 4 binin üzerinde güvenlik görevlisi ve 2 binden fazla vatandaş yaralandı. El yapımı patlayıcı (EYP) saldırıları sonucu 515 vatan evladı, şehit düşmüştür. Kentsel yerleşim alanlarındaki PKK’lı keskin nişancıların ateş açması sonucu 46, roket güdümlü el bombası veya roketatar sonucu 88 vatan evladı şehit düşmüştür.
ITC KERKÜK MİLLETVEKİLİ ERŞAT SALİHİ: “KERKÜK VALİSİ TÜRKMEN OLMALIDIR”
Erşat Salihi, Kerkük’teki Türkmenleri ayakta tutan siyasetçilerin başında geliyor. Gençlik yıllarında Türkmen milli hareketleri içerisinde yer alan Salihi, 1979 yılında “Türkmen milli hareketlerine katılmak” suçuyla Baas Partisi tarafından tutuklanmış ve 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. 9 yıl Ebu Garib Hapishanesi’nde özel siyasi mahkumların tutulduğu bölümde mahkum olarak kalan Erşat Salihi’nin ağabeyi de Baas rejimi tarafından idam edilmiş ve ailesi de Kerkük’ten Irak’ın güneyindeki vilayetlere sürgün edilmiştir. Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinin ardından 2003 yılında Kerkük’te Irak Türkmen Cephesi’nin Musalla Bürosu Sorumluluğuna getirilen Erşat Salihi, 2004 yılında Irak Türkmen Cephesi Suriye Temsilcisi olarak görev yapmıştır. 7 Mart 2010’da Irak’ta yapılan seçimlerde Kerkük’ten milletvekili olmaya hak kazanan Erşat Salihi, 2011 yılında Irak Türkmen Cephesinin yeni başkanı olmuştu. 11 yıl bu görevi şerefle sürdükten sonra ITC başkanlığını Hasan Turan’a devretmiştir.
Türkmen vekil Erşat Salihi, Kerkük’ten bağlanarak katıldığı konferansta şunları söylemiştir:
“Kerkük Valisi kesinlikle Türkmen olmalıdır. Bugüne kadar valiler, hep Kürtlerden oldu. Bu kabul edilemez. Kerkük, hassas bir şehir. Kerkük yönetimi hususunda Türkmenlere başvurmadan karar almak ciddi bir tehlike olur. Türkmen bölgelerine yönelik komplolar devam etmektedir. Türkmenler, Peşmerge’nin geri dönüşüne karşıdır. Türkmen Bölgelerinde Güvenlik Endişesi var”.
Erşat Salihi, yaptığı tarihi konuşmada İran’a da değinerek İran’ın Irak’ı arka bahçesi gibi gördüğünü, KYB ve PKK’ya destek verdiğini söylemiştir. ABD ve İsrail’in ise ikinci İsrail’in kurulması için Barzanileri desteklediğini ifade etmiştir.
Erşat Salihi, Kerkük’ün kuzeyinde daha önce varlık göstermeye başlayan ve her geçen gün varlığını artıran terör örgütü PKK’nın artık Türkmenlerin güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturmaya başladığını da net bir şekilde ortaya koymuştur.
Kerkük-Süleymaniye arasında PKK, Kerkük-Erbil arasında ise PJAK terör örgütü unsurlarının varlık gösterdiğine dikkat çeken Salihi, bunun Irak’ın toprak bütünlüğü için tehdit unsuru olduğunu ifade etti. Irak Meclisi Türkmen Grubu Başkanı ve Irak Türkmen Cephesi Milletvekili Erşat Salihi, Türkmenlerin ordu ve polis teşkilatından dışlandığını söyledi.
“Kerkük’te 2 bin 550 polisin ataması eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde sözleşmeler yapıldı. Bu bir suçtur;” dedi. Salihi, Kerkük ve Musul petrollerinin de Erbil yönetimine bırakılmak istendiğine işaret etti.